Tıpkı diğer Türk boyları gibi Qashqai Türkleri’nin kökenine dair yazılı kaynaklar da oldukça taraflı bakış açıları sunar. Herkesçe bilindiği üzere Türklerin şanlı tarihi yüzlerce hatta binlerce yıldır silinmeye, çarpıtılmaya çalışılmıştır. Oysa Türklerin tarihini araştırırken sadece yazılı tarih kaynaklarının değil kültür ve yaşam biçimlerine dair tüm argümanların hassasiyetle incelenmesi gerekir.
Qashqai Türkleri, yazılı tarih kaynaklarında İran merkezli bir millet olarak anılsa da hem sözlü kaynaklar hem de Türk tarihine dair arkeolojik buluntular Qashqai Türkleri’nin İran’a gelişlerinin Kuzey ve Batı yönlerinden olduğunu ortaya koyar. Tarihin sıfır noktası olarak tanımlanan Göbeklitepe anıtının taş mimari stili ile Türklerin ‘taş baba’ stilinin benzerliği de Türklerin tarihinin ne kadar eski olduğunu ortaya koyuyor.
Bugün Türkiye topraklarında olan başta Trabzon ve Erzurum olmak üzere Karadeniz bölgesi; Akdeniz Bölgesi İç ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Türklerin ilk ana yurtları arasında yer alırken zamanla iklimsel koşullar, sosyal ve coğrafi nedenli göçler ile Türkler doğuya göç ederek buralara kendi kültürlerini de taşımıştır. Azerbaycan, Kırgızistan, İran bu bölgeler arasında yoğunluk kazanır. Zaman içinde yaşanan kültürel etkileşimler, savaşlar ve siyasi koşullar nedeniyle kültürler iç içe geçse de Oğuz Türkleri’nin batıdan doğuya göç eden/ ettirilen bir millet olduğunu kabul etmek gerekir.